Enes Cantürk

Skip Navigation
Yeni Dijital Çağ Kitap İncelemesi

Yeni Dijital Çağ Kitap İncelemesi

 /  Yorum bırak

Dönem ödevi olarak hazırladığım Yeni Dijital Çağ kitap incelemesi/kritiği.

BİRİNCİ BÖLÜM

ERIC SCHMIDT

Eric Schmidt, 1955 yılında Washington’da doğdu. Bilgisayar bilimleri ve elektrik mühendisliği alanında lisans eğitimini Princeton Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra, California Üniversitesi’nde doktora yaptı. Kariyerine Bell Labs’te başladı ve ardından Xerox’in PARC araştırma merkezinde çalıştı.

1983 yılında Sun Microsystems’a katılan Schmidt, burada Java teknolojisinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Novell’e geçiş yaptıktan sonra CEO olarak görev aldı ve şirketin büyümesinde etkili oldu.

2001 yılında Google’ın CEO’su olarak göreve başladı ve şirketin o dönemdeki hızlı büyümesinde ve küresel bir dev haline gelmesinde etkili oldu. Google’ın yönetimindeki başarısı ve şirketin pazar liderliğini güçlendirmesi, onu teknoloji dünyasında tanınan bir isim haline getirdi.

Schmidt, Google’daki CEO’luk görevini 2011 yılında Larry Page’a devretti, ancak şirketin yönetim kurulunda kalarak başkanlık görevini sürdürdü. Ayrıca çeşitli kuruluşların yönetim kurullarında yer aldı ve teknoloji alanındaki yeniliklerin teşvik edilmesine yönelik çabalarıyla biliniyor.

The New Digital Age: Transforming Nations, Businesses, and Our Lives adlı kitabının yanı sıra How Google Works ve Trillion Dollar Coach: The Leadership Playbook of Silicon Valley’s Bill Campbell adlı kitapları da bulunur.

JARED COHEN

Jared Cohen, 11 Eylül 1981 tarihinde Stamford’da doğmuştur. Stanford Üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında lisans eğitimi aldıktan sonra Oxford Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler üzerine yüksek lisans ve doktora derecelerini tamamladı.

Kariyerine ABD Dışişleri Bakanlığı’nda politika planlamacısı olarak başlayan Cohen, 2006 yılında Google’ın Dış İlişkiler Direktörlüğü görevine atanarak teknoloji dünyasına adım attı. Bu görevi sırasında, dünya genelinde internetin özgürlüğü ve bilgiye erişim konularında çalışmalar yaptı. Google Ideas adlı bir birim kurarak, teknolojinin demokrasiye ve insan haklarına olan etkilerini araştırdı.

2010 yılında, Cohen, Google Ideas’ı daha geniş bir perspektifle ele almak ve şirket içinde daha fazla bağımsızlık kazanmak amacıyla kurulan Jigsaw adlı düşünce kuruluşunun başkanı oldu. Jigsaw, siber saldırılara, sansürle mücadeleye ve diğer küresel zorluklara karşı çözümler üretmeyi amaçlayan bir kurum olarak faaliyet gösterir.

Cohen aynı zamanda, teknoloji ve küresel ilişkiler üzerine bir dizi etkileyici kitabın yazarıdır. “Children of Jihad” (2007) ve “One Hundred Days of Silence” (2009) gibi eserleri bulunur.

İKİNCİ BÖLÜM

ÖZET

Yeni dijital çağda her kesimden insan birbirine bağlanmış olacaktır. Bu bağlantılılık insanlara farklı oranlarda fayda sağlayacaktır. Yeni teknolojiler daha iyi yaşam kalitesini toplumun hemen hemen her kesimine ulaştıracaktır.

Bağlantılılığın ilerlemesi kişisel düzeyin çok ötesindedir. Fiziksel ve sanal dünyanın bir arada var olma, etkileşimde olma ve birbirini tamamlama biçimleri ileriki yıllarda vatandaşların ve devletlerin davranışlarını büyük ölçüde etkileyecektir.

Önümüzdeki yıllarda sanal nüfus gerçek nüfusu geçecek ve sanal nüfusun ürettiği devasa veri veri devrimi olarak adlandırılacaktır. Veri devrimi gelecekteki insanlar için sayısız fayda sağlayacaktır.

Kullanıcılar anlık haberler için ana akım medyayı değil Twitter gibi platformları takip edecektir. Gelişmelerin ayrıntılarını öğrenmek için ise ana akım medyayı takip etmeye devam edecektir.

İnternet yaygınlaştıkça hükümetler interneti kontrol altına almak, denetlemek ve yönetmek isteyecektir. İnternete farklı derecelerde sansür/filtre koyan ülkeler şimdiden bulunur.

Günlük hayattaki her şey gibi savaşlar da siber dünyaya taşınacaktır. Devletler veya teröristler birbirlerinin veri tabanlarına, sistemlerine sızarak zarar vermeye çalışacak. Siber savaşlar bir tür soğuk savaş gibi ilerleyecektir. Bu savaş sadece devletler arasında olmayacak. Savaşın tarafları kişiler, gruplar, şirketler veya devletler olabilir.

Teknolojinin ilerlemesi ile bazı durumlarda ciddi değişiklik yaşanacak. Devrimler veya protestolar internet ve teknoloji sayesinde farklı bir boyuta ulaşabilir. Örgütlenme, yeni üyeler kazanma ve protesto internet ile geleneksel yollara göre daha kolay yapılabilir.

Ayrıca internetteki sanal kimlik kullanma şansı sayesinde kişiler devletten daha kolayca kaçabilir/saklanabilir.

Devletler, karşılaştıkları direnişlerle başa çıkabilmek için yeni çözüm yolları bulmak zorunda kalacaklar. Fakat yanlış bir müdahale şekli, hükümetler için ciddi sorunlar doğurabilir.

Sonuç olarak teknoloji onu kullananlara sınırsız yapıcı ve yıkıcı araçlar verir. Bu durum insanlara yeni imkanlar ve fırsat eşitliklerini sunar.

Suç işleme şekilleri ve suç işleme süreçleri, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte diğer her şey gibi değişiyor.

Gelişen teknoloji ile geleneksel cezalandırma yöntemleri de yeterli kalmıyor. Hapishanelere sokulan (engellenmeye çalışılsa da tamamen önüne geçilemiyor) akıllı cihazlar ile suçlular faaliyetlerine devam edebiliyor.

Gelişen hack kültürü ile gruplar veya kişiler devletlere kafa tutabilir, yaptırım uygulayabilir hale gelecek. Devletler bu durumun önüne geçmek için hackerları kendi yanına çekmek için çaba gösterecektir.

Dijital yeni çağa girmemiz ile dünya üzerindeki çatışmalardan anlık olarak haberimiz oluyor. Dünyada bu kadar çatışma yaşandığından haberimiz yoktu. Olayların görünürlük kazanması ile çatışmalardan anında haberdar olabiliyoruz.

Yeni dijital çağ ile çatışma anlayışı da değişecektir. Sadece fiziksel değil, aynı zamanda propaganda (pazarlama) savaşlarının da hayatımıza gireceği açıktır. Propaganda savaşı, tarafların kendisini övme ve karşı tarafı kötüleme amacıyla sosyal medyada, televizyonda veya herhangi bir kitle iletişim araçlarını kullanmayı içerdiği belirtilmektedir.

Bir ülkenin hükümeti ileride belli bir azınlık topluluğunu rahatsız etmek isterse, bir dizi taktiği elinin altında hazır bulacak. Bunlardan en basiti ülkenin internetinden o grupla ilgili içeriği silmek olacaktır.

Bir çatışma ya da doğal felaket sonrası yeniden inşa uzun ve zorlu bir süreçtir.

İletişim teknolojisi tek başına parçalanmış toplumları yeniden inşa edemese de siyasi, ekonomik ve güvenliğe yönelik çabalar teknoloji yardımıyla güçlendirip hızlandırılabilir.

Gelecekteki çatışmalara nasıl bir sanal cephe eklenecekse, yeniden inşa çabalarına da böyle bir cephe eklenecek. Yine yolları onaran, köprüleri inşa eden ve yıkılan binaları yeniden ayağa kaldıran vinçler ve buldozerler göreceğiz ama aynı zamanda geçmişte sürece hep geç katılan kilit işlevlere hemen ve eş zamanlı odaklandığına da tanık olacağız.

Gelecekte başarılı yeniden inşa çabalarının büyük ölçüde iletişim teknolojilerine ve hızlı telekomünikasyon ağlarına bağlı olacağına inanılıyor.

Bağlantılılık sayesinde dünyadaki yardımseverler, gazeteciler, BM görevlileri gibi aktörlerin çeşitliliği ve bu aktörlerin bazılarının yardım sağlamak, bazılarının ise kriz ortamından çıkar elde etmek amacıyla geldiği vurgulanmıştır.

Bağlantının milyarlarca insanı teknolojik düzene sokmasıyla, teknolojinin dünyadaki her zorlukla iç içe geçeceğini biliyoruz. Bağlantının yayılmasını sınırlama girişimleri her zaman uzun vadede başarısız olacaktır.

Gelecekte, bilgisayarlar ve insanlar görevleri giderek daha fazla paylaşacaklar. İnsan zekasını yargı, sezgi ve benzersiz insan etkileşimleri için kullanırken, bilgi işlem gücünü sonsuz bellek ve hızlı işleme için kullanacağız. Sanal dünya, mevcut dünya düzenini devralmayacak ancak neredeyse her davranışı karmaşık hale getirecek. Devletler, sanal ve fiziksel dünya için farklı politikalar uygulayacaklar.

Gelecekte bizi cesur bir yeni dünya bekliyor; insanlık tarihindeki en hızlı ve heyecan verici döneme çok yakınız. Önceki nesillerden daha hızlı değişim yaşayacağız ve bu değişim, kısmen kendi ellerimizdeki cihazlar tarafından yönlendirilecek. Ayrıca bu değişim hayal bile edemeyeceğimiz kadar kişisel ve katılımcı olacak.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Eleştiri

Kitaptaki önemli temalar ve çarpıcı noktalar üzerinde odaklanarak birkaç ana konuya değinerek kitap hakkında görüşlerimi aktarmaya çalışacağım.

Kitabımızın yazarları kendi alanlarında uzman kişilerdir. Google gibi teknoloji devinin oluşumunda büyük katkısı olan Eric Schmidt ve Jared Cohen’in ortaklaşa ortaya çıkardığı bu eser güncelliğini yitirmiş olsa da okuyucularına birçok katkı sağlayan bir eserdir.

Alanlarında bu kadar bilgi sahibi olan kişilerin yazmış olduğu kitabın teknik detaylar ile boğulmuş olabileceğini düşünmüştüm. Lakin kitap beklediğimden çok farklı olarak gayet sade ve anlaşılırdı.

Yeni Dijital Çağ kitabı, dijital çağın geldiği noktayı ve bu dönüşümün insan ve insan toplumları üzerindeki etkilerini ayrıntılı bir şekilde ele alır. Dijital teknolojinin evrimi, iletişim, ekonomi, kültür ve toplumsal yapı üzerinde köklü değişikliklere neden olmuştur. Yazar, bu değişiklikleri anlamak ve yönetmek için okuyucuya sağlam bir çerçeve sunar.

Kitabımızın yazarlarının samimi ve doğal yaklaşımı sayesinde okuyucunun herhangi bir temeli olmadığında bile kitap hakkında rahatlıkla fikir sahibi olabilir. Yalnız bazı noktalarda fazla teknik detaylara girmesi okuyucuyu kısa süreli bunalıma sokabilir.

Yeni Dijital Çağ, sadece teknolojik gelişmeleri aktarmak ile yetinmiyor. Aynı zamanda bu gelişmelerin neden olduğu kültürel ve toplumsal dönüşümleri anlamaya yönelik bir çaba içerir. Yazar, bu değişimleri tarihsel bir perspektifle ele alırken, geleceğe dair öngörülerde bulunur. Bu, okuyuculara hem geçmişin anlaşılmasını hem de gelecekteki olası gelişmeleri düşünme fırsatı tanır.

Lakin uzun bir süre önce yazıldığı için içindeki öngörüler gerçekleşmiş veya gerçekleşmeye oldukça yakındır. Bu noktada kitabın bize çok fazla katkısı olmuyor gibi görünebilir. Lakin bu durumun da bize pozitif etkisi vardır.

Kitaptaki öngörülerin ortaya atıldığı zaman ve şimdiki (öngörünün gerçekleştiği veya gerçekleşmeye yakın olduğu) zamanda nasıl bir fark var bunu anlayabiliriz.

Örneğin kitaptaki telesağlık hizmetinin hayatımıza girebileceğinden bahsediliyor. Çok uzağa gitmeden, kendi ülkemizden, bu hizmetin hayatımıza girdiğini hatta aktif olarak kullanmış olduğumuzu görebiliriz.

Yazarlarımız dil becerisi ve açıklayıcı anlatım tekniği kitabın okunabilirliğini artırıyor. Kitapta teknik konulara değinirken temel seviye okuyucuların da anlayabilmesi için gayet açık ve sade bir şekilde anlatıyor. Standart okuyucu bazı noktalarda sözlük erişimine ihtiyaç duysa da kitap genel olarak anlaşılabilir düzeydedir.

Ayrıca kitapta bulunan birçok örnek olay ile olaylar somutlaştırılıyor. Çok fazla örnek olay kitaba dahil edildiği için okuyucu olarak nadiren sıkıldığım zamanlar oldu. Sıkıldığım noktalarda değindiği gerçek hayattaki olaylar ile okumaya ve araştırmaya devam ettim.

Teknik konuları sade bir dille anlatması, kitabın geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmesini sağlar. Karmaşık konuları herkesin anlayabilmesi için yaptığı basitleştirme ile birçok kullanıcı yeni dijital çağ hakkında bilgi sahibi olabilir.

Sadece teknolojinin günlük yaşamımıza etkisi değil birçok konuda teknolojinin doğrudan veya dolaylı yoldan etkisine de değinilmiş.

Terörizm gibi fiziksel dünya tehditlerinin dijital dünyada da aynı şekilde var olabileceğini, hatta bazı durumlarda gerçek hayattan çok daha tehlikeli olabileceği gibi bazı durumlarda da gerçek hayattan daha savunmasız olabileceğini ileriye sürmüştür.

Genel olarak yazarlarımızın öne sürdüğü öngörüler kendi zamanına göre “uçuk” olsa da birçoğunun gerçekleşmiş olması şu anda düşündüğümüz fikirlerin de mümkün olabileceğini bize anlatıyor.

Yani kitap güncelliğini yitirmiş olsa bile hala kitaptan yararlanmaya devam edebilir, mevcut durumda kitabı analiz ederek kendimize bir şeyler katabiliriz.

Kitap görsellikle desteklenmediği için bazı noktalarda okuyucular sıkılabilir. Bu sebeple bazı konu başlıkları görseller ile desteklenirse anlatılan örnek olaylar çok daha kolay kavranabilir.

Örneğin habercilik bölümünde bulunan Twitter’da (güncel adıyla X) bulunan bir haber sayfasının atmış olduğu birkaç tweet (gönderi) kitabın içeriğine dahil edilebilirdi.

Kitap sadece yeni dijital çağın güzelliklerini, avantajlarını anlatmaması, tehlikeli durumları ve dezavantajları gözler önüne sermesi önemlidir.

Kitabı okurken ara ara şimdiye kadarki dijital geçmişi komple silmeyi düşündüm. Kitapta da belirtildiği gibi çok da mümkün olmayan bu düşünceye daha fazla kapılmamak için kitaptaki dikkat çekilen noktalara hayatımızda dikkat etmek oldukça önemlidir.

Ayrıca bu kitabın sadece ilgili sektörde olan kişiler için değil herkesin bu veya buna benzer bir kitabı okumasını isterim. Çünkü yeni dijital çağın içindeyiz ve dışında kalmamız mümkün değil. Bu çağda nasıl davranacağımız, nelere dikkat edeceğimizi bu kitap sayesinde öğrenebiliriz.

Sonuç olarak, “Yeni Dijital Çağ” kitabı, dijital teknolojinin evrimini kapsamlı bir şekilde inceleyen, okuyucularının içinde bulundukları durumu derinlemesine düşünüp analiz etmesini sağlayan önemli bir kitaptır.

Temel düzey okuyucuların bile karmaşık konuları anlamalarına yardımcı olur. Yazarlarımız Eric Schmidt ve Jared Cohen’in analitik bakış açısı, okunabilir dili ve değindiği önemli konularıyla bu kitap, dijital çağın getirilerini ve bizden götürdüklerini merak edenler için eşsiz bir kaynaktır.

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum alanına işisel bilgilerinizi (şifre, e-posta, kullanıcı adı vs) yazmayınız. Paylaştığınız e-posta adresi üçüncü taraflarla paylaşılmayacaktır.